İzmir Bateri Dersi.
İlk bilinmesi gereken şey, bir enstrümanı iyi çalıyorum diyebilmeniz için o enstrüman başında ne kadar zaman geçireceğinizi bilmeniz gerektiğidir. Hangi profesyonel müzisyene sorarsanız sorun bu soruya vereceği yanıt onbin (10 000) saattir. Kabaca bir hesapla; günde üç saat davul çalıyorsanız on yıl sonra iyisiniz. Günde altı saat çalışıyorsanız beş yılınız var demektir. “Profesyonel davulcu olacağım” diyorsanız şartlar yukarıda anlattığım gibi. Eğer, derseniz ki; “ben davulu hobi amaçlı, benim gibi hobi amaçlı olarak diğer enstrüman (gitar, piyano, bass, vs.) çalan arkadaşlarımla bir üretimde, paylaşımda bulunmak, keyifli vakit geçirmek için öğrenmek istiyorum”. Bu durumda size önerim haftada bir saat olan derslere düzenli olarak gelip her gün en az bir saat egzersiz yapmak. Göreceksiniz ki, aşağı-yukarı bir yıl sonunda davul çalmayla ilgili temel bilgileri edinmiş ve amatör bir grupla birlikte çalabilecek seviyeye gelmişsiniz. Müzikte son nokta yok. Profesyonel bir müzisyenseniz ve işinize saygı duyuyorsanız emek veriyorsunuz, “artık oldum” demiyorsunuz.
İstekli, arzulu, kararlı, disiplinli bir çalışmayla her zaman sonuca ulaşılabilir. Einstein’ın da dediği gibi yetenek işin onda birini kapsar. Asıl olan çalışmadır. Şu gerçektir ki, yaş ilerledikçe algılama zayıfladığı için öğrenme süreci dokuz yaşındaki bir çocuğa göre daha uzun oluyor. Küçük yaşta başlamak avantajdır.
Akustik bir davulu apartman dairesindeki odanıza koyup çalamazsınız. Çaldığınızda tüm apartman sakinleri kapınızda birikir. Kimseyi rahatsız etmemek için çok iyi ses yalıtımı yaptırmanız gerekir. Odanın tabanı, tavanı, dört duvar yalıtım malzemeleriyle kaplanmalı, çift camlı çift pencere ve çift camlı çift kapı olmalı. Yalıtım maliyetli gelebilir. Bu durumda çözüm elektrik davul almaktır. Kulaklığınızı takarsınız sizi kimse duymaz. Sesinizi evdekileri duyurmak isterseniz bir davul amfisi alırsınız. Ancak elektrik davul da olsa kullandığımız davulun bass davul pedalının şekline bağlı olarak vuruşumuzla bir titreşim yarattığımız için alt kat komşumuzu rahatsız edebiliriz. En iyi çözüm elektrik davul setimizin altına bir platform yapıp bu platformu tenis topları üzerine koymaktır. Davul setimizi bu platformun üzerine koyduğumuzda yarattığımız titreşim alt kata ulaşamayacaktır. Bütçesi uygun olanlar için Pearl firmasının çıkartmış olduğu elektrik davulu şiddetle tavsiye edebilirim. Bu davul akustik davul görünümlüdür. Elektronik padleri taktığınızda elektrik davul, normal deri taktığınızda akustik davul olur. Bir taşla iki kuş.
Metronom hakimiyeti çok önemli bir konudur. Çalarken tempo hatırlanabilirse koşma ve çekmeler minimum seviyeye indirilebilir. Bu konuda başarılı olabilmek için kas hafızası ve çağrışım yapabilmenin bir arada kullanılabilmesi gerekiyor. Çağrışım yapmak parçanın akılda olması demektir. Bir parça seçilir, nakaratı beş saniye kadar akıldan söylenir. Bu çağrışım konusunda işe yarar. Bu yapılırken aynı zamanda kas hafızası da kullanılmalıdır. Her müzisyen için tempoyu içinde hissetmek çok önemlidir. 60 bpm’de çalmak kolaydır. Çünkü hepimiz saat kullanırız. Ama önemli olan 60 bpm’de çalarken bunu halftime (yarı zamanlı) ve doubletime (çift zamanlı) olarak da çalabilmektir.
• Çalışmalar, aksatmadan, her gün yapılmalı
• Düzenli ve tutarlı olunmalı.
• Çalışmalar için yeterli zaman ayrılıp sabırlı olunmalı.
• Sakin olunmalı ve yavaş başlanmalı.
• Egzersizin içindeki bilgi iyi anlaşılmalı.
• Farklı tempolarda ve dinamiklerde hakimiyet geliştirilmeli.
• Vuruş sıraları ve el–ayak kombinasyonları iyi çözümlenmeli. Çözümlemeler doğru yapıldığında, sonunda koordinasyon kendiliğinden gelir.
• Nefes alışımız sakin olmalı, gevşemeli. Egzersiz, bir meditasyon gibi düşünülmeli.
• Önümüzde ya da yanımızda çalışırken kendimizi izleyebileceğimiz bir ayna olmalı.
• Müzikal formlar çerçevesinde çalışılmalı.
• Egzersizler çalışılırken metronom kullanılmalı. Grupla yapılan çalışmalarda metronoma gerek duyulmayabilir.
• Yorgunluk anında çalışma bırakılmalı.